Sokak Çocukları(!)

Evde

Bir çocuk düşünün yedi yaşlarında. Kalacağı evi, kendine ait odası var. Üç öğün sıcak yemeği, istediği her an banyo yapabilecek bir rahatlığa sahip. Bedeni ve kıyafeti temiz, çevresindekiler ona bakmaktan ve sohbet etmekten hoşnutlar. Şiddet görmeyen, aksine onun geleceğini garantiye almak için uğraşan ebeveynlere sahip bir çocuk. Bir gelecek hayali var, yaşayabileceği hayatı seçebilme hakkı ve ideolojisi var. Bir de madalyonun öbür yüzü var.  Bakın onlar ne diyor.

Sokakta

Sizin göremediklerinizi görürüz. Yaşadığımız her saniye ömrümüzden bir yıl gibi geçiyor. Gündüz dışlanıp, geceleri de dayak yedikten sonra soğukta uyuyoruz. Siz 500 m. Yolu navigasyonsuz gidemezken, biz her ara yolu ve kestirmeleri biliyoruz. Bu tecrübedir. Her anı yanlışlarla dolu olan her şerde var olan hayrı bileniz. Üstüne de kıyafetimiz kirlidir, eskidir hatta yırtık. Siz moda diye yırtık giyiyorsunuz, biz ise mecburen. Çünkü yenisini alacak paramız yok. Çoğumuz öksüz, yetimhanede dayaktan kaçtık ama dayaktan yine kurtulamadık. Kimimizde sermayesi olduk bir abi dediğimizin, merhametten soğutulduk sıcak dayağı yedikçe. Sadece hırsızlığı ve dilenmeyi öğrettiler bize. Hani siz en küçük olayda koşarak bir psikoloğa veya doktora gidiyorsunuz ya, işte bizlerde o adı abi olan merhametsiz vicdan yoksunu kişilere dert anlattığımızda yine dayak yiyoruz. Bizi koruyacak kimsemiz olmadı. O kadar dayağı yedikten sonra da yeni bir yaşantımızın olmayacağı ve bu yaşamın bize kaderimiz olduğunu kanımıza kadar dayattılar. Etrafımız siz insanlarla dolu ama sizlerde bize pislik gözü ile bakıyorsunuz. Siz bize, kapınızın önüne kattığınız çöp poşetlerinin bizden daha değerli olduğunu bakışlarınızda anlatıyorsunuz. Çocukluğumuz zaten öldü. Gençlik hayallerimizi çalıyorsunuz. Bizlere hizmet sağladığınızı sanıyorsunuz ama sadece parası olanların bankasında ki hesabına biraz daha yüklü para katılmasını sağlıyorsunuz. Görüyoruz, bizim için yardım kampanyaları, özel toplantılar hazırlıyorsunuz. Pahalı mekânlarda, kapalı kapılar ardında. Üzerinizde de geceye özel pahalı makyajınız, elbiseniz, çantanız ve ayakkabılarınız. Orada hepiniz varsınız da bir biz yokuz. Bizim halimizi bilmeden, sadece ağzı laf yapan birisinin yazdıklarını okuyorsunuz. Bizim için pahalı semtlerde özel dernekler kuruyorsunuz ama bizim kalmamız için bir yer yapmıyorsunuz. Yapılsa da bizim sizden birini tanımamızı istemiyorsunuz. Hani biz çocuklar geleceğiniz idik. Hani eğitim almamız önemli idi. Neden bizler hala sokaklardayız? Neden her akşam bizden istedikleri kadar para toplayamadık diye aç kalıyoruz? Üstüne de dayak yiyoruz. Neden? Siz evlerinizde rahat yatağınızda uyuyorsunuz. Biz de kartonun üstünde. Neyse sizler uyumaya devam edin. Biz yerinize uyanık oluruz. Üşürüz, şiddet görürüz, ağlarız.

Son Olarak!

Değerli blog okurları, mahallemizde, ilçemizde, ilimizdeler. Aslında her yerdeler. Bizlere düşen görev, sokakta yaşayan, gelecekleri elinden biz insanlar olarak çalınmış bu genç kardeşlerimize yardım edelim. Onların başına gelen her acı olaydan bizlerde göz yumduğumuz için sorumluyuz. Gördüğünüz yerde polislerimize haber verin. Onlar gelip yardımcı olurlar. Bu çocukların ilerde bir katil, bir uyuşturucu kullananı veya satıcısı olmaması için, yardım elinizi uzatın. Polisimizin şefkatli kolları ve psikologların umut dolu bakışları onlara sizlerin aracılığı ile kurtarmaya yetecektir. Hayat böyle diye adlandırmayın. O kadar da basite kaçmayın en azından. Hazır yeri gelmişken, hayat sadece bir döngüdür. Mevsimsel, tarihsel, zaman dolu bir döngüdür. Vaktinde çiçeğin açmasına, ormanın kurumasına, yağmurun yağıp, güneşin doğmasına yardımcı olan bir döngüdür. Artık bu yalana son verin. Geleceğimizi, seçilmiş çocuklara değil, yaşayan tüm çocuklara emanet edelim. Sadece bizler değil, kalan herkes mutlu ve huzurlu yaşasın. Çevremize dengeli ve adil bir yaşam sunabilirsek adına bunu yapmalıyız. Geleceğimizi emin ellere teslim edebiliriz.

Yorumlar

Popüler Yayınlar